1 Eylül 2012 Cumartesi

Sen Ne Yaptın Böyle, Yücel!

(Tahsin Yücel, Yazın ve Yaşam, Çağdaş Yayınları, 1976)

Zafer Özdemir


Tahsin Yücel’in Yazın ve Yaşam (Çağdaş Yayınları, 1976) adlı kitabının ön sözünün bir çırpıda geçiştirilemeyecek yönleri var. Yücel, bugün için bile yeni yeni yaygınlaşan bazı anlayışları özümsemiş görünüyor. Yücel, yazarı daha o yıllarda ikinci hatta üçüncü plana iten bir yaklaşıma sahip görünüyor. “Okura ulaşmış bir yapıt tümüyle yazarının değildir artık…” diyor ve Roland Barthes’ı da kaynak göstererek son sözün okura ait olduğunu belirtiyor. Bunun için de “belki en iyisi, sözü doğrudan doğruya yapıta bırak[malıdır]…” diyor.

Kitap 1966-1976 yılları arasında yazılmış yazıların bir araya getirilmesinden oluşuyor. Yazın ve Ekin şeklinde ikiye bölümden oluşan kitapta 20 yazı yer alıyor. Yazın bölümünde “Roman ve Yaşam, Roman Yaklaşımı, Roman Yorumu, Yapısal Eleştiri” ve Ekin bölümünde de “Söylev Çağı, Kuramkurgu, Ataç Ülkesi” gibi başlıklarla ayrılmış yazılar bulunuyor. Yazılarla ilgili daha sonra ayrıca özetleme yapmaya çalışacağım. Şimdilik ön sözle sınırlandıralım.
Yücel’in kitabı edebiyat eleştirisine ilgi duyanlar için bütün eserleri gibi temel kaynak kitaplardan gösteriliyor. Tahsin Yücel; Nurullah Ataç, Hüseyin Cöntürk ve Bedrettin Cömert gibi adı edebiyat eleştirisiyle özdeşleşmiş isimlerden.
Yücel’in öncü rolünü anlamamız için; kitabına yaptığı kısa giriş, kitabının içeriğinden seçilen başlıklar ve onun genel geçer edebiyat tarihi ilgililerinin bile bildiği yeri yeterlidir, diye düşünüyoruz.
Ben de bu ön kabullerle başladım Yücel’in kitabını okumaya. Ancak daha ön sözün ikinci sayfasında bizim onu tasavvur ettiğimiz yer ile onun kendini gördüğü veya ifade ettiği yer arasında ciddi bir mesafe olduğunu anladım.
Çünkü Tahsin Yücel, onun yazdıklarını her ne kadar birer eleştiri metni olarak görmek istememize karşın yazdıklarını “deneme” olarak sunuyordu. Yücel, Ataç’ı hatta ve hatta Barthes’ı da birer “denemeci” olarak tanımlıyordu. “En büyük denemecimiz Ataç gibi günümüz Fransa’sının belki en öneli denemecisi olan Barthes’ın….” şeklinde düşüncelerini ifade ediyordu. Kitabın iç kapağında başlığın hemen altında “denemeler ve eleştiriler” yazınca ister istemez eleştiriye de deneme kadar pirim verilsin istiyorsunuz. Verilmiyor, eleştiri ve eleştirmen kelimeleri geçmiyor. Ön sözün giriş kısmı ile aşağıya alıntıladığım kısım bugün eleştiri literatürünün temel argümanları arasında değerlendirilse de Yücel bunları “deneme” olarak ifade etmeyi tercih ediyor.
“… [kitaptaki yazıları kastederek] konuları bağlamları dışına çıkarmadan, örneğin bir yazın yapıtını yazın dışı ölçütlerle değerlendirmeye kalkmadan, karınca kararınca, insanların geçerli bir uzlaşma sağlayabilecekleri bir düzeyde, us düzeyinde yol almaya çabalamaları.”

Pekiyi hangisi doğru? Bizim tasavvurlarımız ve türlere ilişkin bilgilerimiz mi yoksa Yücel’in söyledikleri mi? Ataç, Barthes ve Yücel birer denemeci mi eleştirmen mi? Yazdıklarının hangileri eleştiri hangileri deneme metni?
Daha önce bir kütüphanemizin eleştiri kitaplarını “deneme” türü içindeki kitaplar arasına almasından şikâyet etmiştim. Sanırım sorun daha köklü ve elbette bunu ilk kez ben fark etmiyorum. Sorunu ifade etmek, soruları üretmek ve cevaplandırmak da ödevlerimiz arasına girsin bakalım.