6 Temmuz 2013 Cumartesi

Duracağız


Ramazan recep ayının başlamasıyla ilk huzmelerini göstermiş, şabanın on beşinci gecesinden sonra geri sayımla beklenir olmuştu.
On beş- on altı saat yemeden içmeden sıcak hatta son yılların en sıcak yazlarından birinde yaşanacak gibi Ramazan. Ortalama bir insan ömrüne bir iki kere sığacak bir tecrübe bu.
Oruçlular için zorluğun derecesi onlara sınanma derecelerini de hissettirir. Giderek daha varlıklı olduğumuz şu yıllarda, nimetlere ulaşmanın görece daha kolaylaştığı bir zaman diliminde hele tüketmenin, dünyadan haz almanın kutsandığı bir asırda orucun daha farklı anlamlar kazandığı anlaşılıyor.
Zayıflamanın kilo almaktan daha belirgin ve daha masraflı bir gündem olduğu bu günlerde oruç onu tutanlara bedenlerinin kendilerine ait değil emanet olduğunu bir kere daha hatırlatacaktır.
Cinselliğin; aşk, ahlak, kişilik, karakter gibi değerlerin önüne geçtiği bu günlerde oruç, oruçluya cinsiyetin ötesinde insan olduğunu bir kere daha hatırlatmalı.
Çenebazlığın, laf yetiştirmenin özgürlükle koşut görüldüğü; sükûtun, sessizliğin zayıflık görüldüğü bu günlerde oruç onu tutanlara ağza giren kadar ağızdan çıkan şeylere de dikkat edilmesi gerektiğini bir kere daha hatırlatmalı, hatırlatacaktır.
İbadetlerin vakitli olmasının bir hikmeti de insanı dünyaya değil vaktin dışına yöneltmesidir. Sahurdan iftara, iftardan sahura bir sarkaç gibi gidip gelen insanın bu dünyanın ötesine yönelmesi için ramazanda yollar kolaylaşmıştır.
Ramazan ayında açılan yolların öte dünyaya uzandığının en güzel timsali bu ayın “Kur’an ayı” olarak anlaşılması şüphesiz. Boğazımıza kadar battığımız dünyadan mukabele ve hatimlerimizle çıkmaya çalışırken gerçek hayatı daha yakından hissedeceğiz inş. . Ramazan ayında “Allah’la konuşmak isteyen Kuran okusun” düsturuyla dillerimizi, gözlerimizi, gönüllerimizi, ah evet gönüllerimizi, evlerimizi ve bütün çevremizi bereketlendireceğiz inş. .
Bir yıl boyunca türlü telaş ve hezar endişeyle akışına kapıldığımız dünya hayatının, bizi istediği yere alıp götüremediğini hatırlayacağız. Hatırlayacağız çünkü akla, mantığa, stratejik hesaplara, türlü planlara sığmayan bir anlayışla duracağız, tevakkuf edeceğiz, itikafa gireceğiz.
Hatırlayacağız çünkü kazanmak için başkasını ezmeyi, sömürmeyi ilke edinen bir zihnin karşısına  kendimizi Allah’a vakfederek duracak, itikâfa gireceğiz.
Birbirini geride bırakmanın hazzıyla yükselmeyi başarı sayanlara inat nefislerimizi alçaltarak en mahrem hâllerimizin şahidi Rabbimize yönelecek ve öylece duracağız.
Duracağız çünkü içindekilerle birlikte ölüm denizine sürüklenen sel sularından ayrıştıracağız kendimizi.
Duracağız çünkü dünyanın dört bir yanında ezilen, sömürülen, horlanan insanların hallerini, sesini daha iyi görmek ve duymak için kulaklarımızı, gözlerimizi paslarından arındıracağız.
Her an hatırlayacak ve duracağız!
Bütün bedenimizi, ruhumuzu maddi ve manevi araçlarıyla yoran bu hayatta yeniden var olmak, yeniden aktif olmak için duracak/ tevakkuf edecek itikâfa gireceğiz.
Ve inşallah şunu demek için duracağız:
Surda bir gedik açtık mukaddes mi mukaddes
Ey kahpe rüzgâr artık ne yandan esersen es...