17 Eylül 2012 Pazartesi

Twitter'da kaybolup gitmesine gönlüm razı olmadı... 
·         Mutluluk şu günlerde bir havafişek tadında... Göz alıcı parlaklığı son sürat sönüyor...

·         "Dest-i gadri mustairândan ziyânım bihesab, Ahdim olsun, âriyet hiç kimseye vermem kitab" Köse İmam ( ödünç olarak alanların zulmünden hesapsız zararlara uğradım, Onun için ant içtim artık kimseye vermem kitap...)

·         vuruyorsan öldüreceksin yoksa zulüm olur...

·         Yağmur hüzne kardeş olsa gerek, öyle değil mi?

·         İnsanın kendi için istemediğini, sizin onun için istemenizin hiç bir anlamı yoktur. Bu sıra bunu sık sık hatırlıyorum...

·         Bedahet derecesinde saçma bir şeyin saçma olduğunu izah etmek için bile çok ciddi gayret sarf etmek gerekiyor.

·         Her saçmalığın saçma olduğunu izah etmek gibi bir vazifemiz de yok, şükür...

·         İmamların hitabet sanatından anladıkları neden hamasi ya da ağdalı bir üslup oluyor. En kutsal kelime bile karanlıkta kaybolan bir yıldız...

·         "bütün yazın türleri gibi roman da çözümler değil, sorunlar sürer önümüze."

·         Ne yapılan şeyi tarif eden ne de yanlışın nereden kaynaklandığını izah eden cümlelere kulak tıkamayı öğrenmeli!

·         Hayatı tartışma, polemikler gündelik sorunlarla sürdürmeye çalışmak büyük bir gaflet. Başkasının hayatını yaşamak gibi bir şey...

·         Her marketin ayrı, her AVM nin ayrı, her firmanın ayrı müşteri kartı var. Apartmana kartla giriyor, otobüse kartla biniyor,parmızı kartla alıyoruz.

·         Azcık utanma duygusu olan yaşanan onca acıkarşısında kendi acılarını telaffuz etmekten haya eder!

·         Dostluğun hakkını bir kere olsun verebilseydik ölmeden önce...

·         Bilginin türleri var da bilgisizliğin yok işte...

·         Ya güçlü olacak ya da güçlünün yanında yer alacaksın diye değil de ya haklı olacaksın ya da hakkın yanında yer alacaksın diye güdülenseydik.

·         İnsanların çoğunun fikri yoktur, kimin yanında yer aldıysa onun fikrindedir.

·         Bazıları hakkında neden yazamayız, ona çok yakın ya çok uzağızdır!

·         Buharlaşan sözler: Konuşalım...

·         Ruhumuzun temposunu akord edecek metronomlara her zaman ihtiyaç duyarız.

·         "Göller mahzundur çünkü yalnızdır." ve açık deniz korkutucu ya ırmaklar?

·         “Bir binanın mimarisinin Türk olması için bütün kerestesinin yerli olması lazım değildir…” aktaran Elmalılı

·         Türkiye; herkesin her şeyin farkında olduğu ama işlerin bir türlü istendiği gibi gitmediği yerdir.

·         Dergilerdeki eleştiri yazıları metne pamuk ipliğiyle odaklanıyorlar. Zaten eleştiri diyen de yok varsa yoksa "deneme"...

·         Herkesin aynı anda konuştuğu bir ortamda kimse kendine bir şey ilave edemez, edemiyor zaten. Biraz sessizliğe ihtiyaç var.

·         Sessizliği yayın politikası haline getiren dergiler olsa keşke.

·         Bağdat: Babil dilinde güneş, Keldani dilindeşefkat merhamet anlamına geliyormuş...

·         naif; Fransızca deneyimsiz... nahif: Arapça, ince, duygulu, hassas...

·         "Benim Eminönünde gezen turistin" İst. ile ilgili bir liseliden samimi bir dize :)

·         Sorunlar, insani bağları, insani ilişkilerle gelişen yolları kullanmak yerine siyasi temaslara başvurmakla çözülmüyor.

·         Reklam filmin süper olsun yeter, ne yaptığın o kadar önemli değil.

·         Bu ülkede yaşıyor olmak yaptığımız birçok şeye nazaran daha az riskli değil.

·         Kalabalığa karışmanın bir oyuna katılmak gibi eğlenceli bir yanı olduğunu düşünenler az değil.

·         "Biz bu şehre gelirken gelin siz de bir şekilde başarırsınız demişlerdi. Henüz bir başarı elde etmiş değiliz ama çalışıyoruz, kararlıyız."

·         "Bozulan bir şeyi düzeltmek ilk defa yapmaktan daha zordur."

·         Susmak!

·         "Söylesem tesiri yok, sussam gönül razı değil." Fuzuli

 



 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder